"Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimlerini benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç: ''Polis, henüz devrim ve Cumhuriyetin polisi değildir." diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek: ''Demek, adliyeyi ıslah etmek, yönetim şekline göre düzenlemek lazım.'' diyecek. Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte; bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek.

Diyecek ki: "Ben; inanç ve düşüncemin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir."

İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!
Başbuğ Gâzi Mustafa Kemâl ATATÜRK

Siyon Protokolleri (Yahudilerin Kutsal Emirleri)

Unknown | 21:04 | 0 yorum

Siyon Protokolleri

  Siyon Protokolleri; Yahudiler tarafından yazılmıştır. 

  Diğer ulusları ve tüm acunu, nasıl sömürge durumuna getireceklerini tasarlayan ünlü bir yazıttır.

  Bu ön sözleşmenin (protokol), ilk kez, 1905’de, Rusya’da yayımlanmasına karşın, gerçekte M.Ö. 929. yıllarında, Siyon’un, eski Babil’li Bilgeler'inin Protokolleri olarak yazılmaya başlandığı bilinmektedir.

  Başlangıçta çok kısa olup Talmud ve Kabala’dan esinlenilmiştir. Bununla birlikte, ilerleyen zamanlarda, Yahudi gizli dernekleri tarafından geliştirilmiştir.

  Siyon Protokolleri’nin simgesi yılandır. Yılanın başı, Babil Bilgeleri’ni; gövdesi ise, Yahudileri temsil etmektedir.

  Siyon Protokolleri okunduğunda, yüz yıllardır, ülkemizde ve tüm acunda olup bitenlerin, gerçekte, Yahudi Ulusu'nun yönetiminde yönlendirilen bir oyunun parçaları olduğunu daha iyi anlayacaksınız. 



1.Protokol 


  • Yaratılışa göre; hak, güçte yatar. 
  • Siyasetin, aktöreyle (ahlak) bir bağı yoktur. Aktöreli kağan (hükümdar) tahtında duramaz. Bu gibi özellikler, Yahudi olmayanların kırallıklarına bağlı olmalıdır. Biz, bu özelliklere göre davranmamalıyız.
  • Amacımız uğruna; rüşvetçilik, düzenbazlık ve hıyanetten çekinmemeliyiz. 
  • Özgürlük, eşitlik, kardeşlik gibi sözcükleri biz bağırdık; “budala papağanlar da” bu oltamıza takıldı. 
  • Gerçekte eşitlik yoktur. Bu gibi haykırışlar, Yahudi olmayan yönetimleri yok edici kurtçuklar oldular. Böylece, Yahudi olmayanların aristokrasisini yok etme olanağına kavuştuk. 
  • Onun yerine, bizim; para ve eğitim temeline dayanan kendi aristokrasimizi kurduk. 
  • Toplum temsilcilerinin değiştirilme olanağı; onları, bizim elimize verdi. Böylece, bizim atamamıza ve buyruğumuza bağlandılar. 


 2.Protokol


  • Amaçlarımıza ulaşabilmek için; savaşların, olabildiği kadar; toprak kazançları ile sonuçlandırılması gereklidir. Böylece, savaşlar, ekonomik alana kaydırılacaktır. 
  • Toplumun içinden, köle gibi boyun eğme derecelerine göre, titizlikle seçeceğimiz yöneticiler, yönetim sanatında eğitim görmemiş kişilerden olacak. Kendilerinin; danışmanı, uzmanı olan ve bütün acun işlerini yönetmek amacıyla çocukluğundan beri özel olarak yetiştirdiğimiz; zeki ve bilgili kişilerin elinde oyunumuzun piyonları durumuna geleceklerdir. 
  • Yahudilerin buldukları; Darvinizm, Marksizm, Nietzchesizim’in başarılarını; Yahudi olmayanların düşünceleri üzerinde, nasıl bir bölücü etki yaptığını görmek hiç de güç olmayacaktır. 
  • Basın; gereksinimleri zorunluymuş gibi göstermeli, toplumun yakınmalarını dile getirmeli ve böylece hoşnutsuzluk yaratmalıdır. 


 3.Protokol 


  • Anayasal devletlerin dengesini bozduk. 
  • Özgürlükçü ekonomiyi (Liberalizm) kullanarak; onları, çekişme durumuna soktuk. Kısa bir zaman sonra karışıklıklar ve batışlar, bütün acunu kaplayacaktır. 
  • Bütün toplum, yoksulluk nedeni ile, ölesiye çalışma zorunluluğuyla zincirlenmiştir. 
  • Bütün acuna egemen olacak olan kağanlarımızın taç giyme zamanı geldiğinde, ona engel olmak isteyen her şey, aynı eller tarafından ortadan kaldırılacaktır. 
  • Bilimin bu günkü durumu ve bizim yönlendirdiğimiz gelişimi sayesinde, insanlar, basılı yayınlara körü körüne inanıyorlar. 
  • Fransız Devrimi'ne, “Büyük” sıfatını biz verdik. O’nun hazırlanışındaki sırları, çok iyi biliyoruz. Öyle ki; o, tamamı ile bizim yapıtımızdır. O andan beri, hep, acun için hazırladığımız Siyon Kanı’nın Acımasız Kağanı için çalışıyoruz. 
  • Kağanlığımızı kurduğumuzda; “Özgürlük” sözcüğünü, sözlüklerden silmiş olacağız. 


 4. ve 5. Protokoller


  •  Görünmeyen bir gücü kim yıkabilir? Bizim gücümüz böylesine gizli bir güçtür. Yahudi olmayan masonluk; bize ve amaçlarımıza paravan olarak hizmet eder. Böylece, gücümüzün hareket planı ve amacı, tüm toplum için bilinmeyen bir sırdır. 
  • Yahudi olmayanlara; düşünme ve anlama fırsatı vermemek için, ilgilerini; alış-satış (ticaret) ve üretime (sanayi) çevirmeliyiz. Böylece, bütün uluslar, kazanç peşinde birbirleriyle yarışırken, yağılarının (düşman) ayırdına bile varamayacaklar ve tamamen yutulmuş olacaklar. 
  • Bütün yer yüzünü yönetmek için; Tanrı’nın kendisi tarafından seçildiğimiz, elçiler (peygamberler) tarafından söylendi. Biz çok güçlüyüz ve gücümüzden kaçmanın yolu yoktur. Toplumun tüm güçlerini ele geçirmek ve elimizde tutmak için, güçlü bir yönetim birimi kuracağız. Yeni yasalar aracılığıyla siyasal yaşamdaki tüm çalışmaları düzenleyeceğiz. Kağanlığımız, bir anda ve olağan üstü bir biçimde ortaya çıkacak. Uluslar, bizim, gizli elimizin olmadığı önemsiz özel anlaşmalar bile yapamazlar. 
  • Yahudi olmayanların gücünü azar azar tüketeceğiz ve sonunda, uluslararası yönetimi bize sunmak zorunda kalacaklar. Bu durum, her hangi bir şiddet eylemine başvurmaksızın, tüm devletlerin gücünü yavaş yavaş emerek üstün bir yönetim kurmamıza olanak sağlayacak. Bu gün ki yöneticilerin yerine Yüksek Yönetim Birimi adını vereceğimiz bir düzen kuracağız. 


 6, 7, 8. Protokoller


  • Yakında, Yahudi olmayanların servetlerinin dayanamayacağı, büyük servet havzaları durumuna gelerek, tekeller kurmaya başlayacağız. 
  • Her ne pahasına olursa olsun, Yahudi olmayanları, topraklarından söküp atmak en büyük gerekliliktir. Bu amaca, en iyi biçimde, toprak vergilerini ve ipotek borçlarını artırarak varabiliriz.
  • Yahudi olmayanların üretimini tamamen çökertmek için; dedikoduyu yoğun bir biçimde destekleyecek ve pahalı kullanımını arttıracağız. Temel gereksinim ürünlerinin değerlerini artıracak ve bunun nedeninin; tarım ve hayvancılıktaki gerileme olduğunu ileri süreceğiz. 
  • Tüm Avrupa anakarasında ve Avrupa ile ilişkisi olan diğer anakaralarda; anlaşmazlıklar ve yağılıklar yaratmalı ve böylece, tüm ülkeleri denetim altında tutmalıyız. Ayrıca, devletlerin yönetimlerinde; entrikalar, ekonomik anlaşmalar ve borç yükümlülükleri ile bütün bağları bozmalıyız. 
  • Bakanlıklarda, yetkili yerleri; Yahudi kardeşlerimizi getirmemizde bir sakınca kalmadığı zamana kadar, toplum arasında; geçmişi ve ünü kötü olan kişilere bırakacağız. Bu kişilerin çevresini; siyaset yazarları, hukuk uygulayıcıları, diplomatlar ve özel okullarımızda eğitim düzenimiz çerçevesinde eğitilmiş kişiler ile kuşatacağız. Eğer bu kişiler, buyruklarımıza karşı gelmeye yeltenirlerse; yaptırımlar ve ortadan yok olmalarla karşılaşacaklar. Amacımız, bu kişilerin son soluklarına kadar çıkarlarımızı korumalarının sağlanmasıdır. 


 9 ve 10. Protokoller


  • Üstün yönetimimiz, baskıcılık olarak belirtilen; güç ve baskıya dayanan kavramları içinde barındırır. Uygun zaman geldiğinde, biz yasa koyucular; ölüm yaptırımları verip, bunları yok edeceğiz. 
  • Bütün bozgunculuk (terör) eylemleri, bizimle baş göstermiştir. Monarşiyi geri getirmek isteyenler de; sosyalistler, komünistler ve her türlü ütopyacılar da bizim hizmetimizdedir. Bunların her biri, devletin tüm kurumlarını yıkarak devletlere ıstırap çektiriyorlar. 
  • Yahudi olmayanların kurumlarını zamanından önce yıkmamak için özenli davrandık ve onların hareket mekanizmalarını ele geçirdik. 
  • Eğitim ve öğretime el attık; yanlış olduğunu bildiğimiz kuram ve ilkelerle, Yahudi olmayan gençleri; aldattık, şaşırttık ve bitirdik. 
  • Bizden olmayanların, tasarılarımızı anlamaları durumunda, batının bütün başkentlerinde, dehşet verici bir bozgunculuk dalgasının ortaya çıkarılması ve bu başkentlerin tüm kurumları ve belgelikleri ile birlikte havaya uçurulması gibi önlemler aldık.
  • Yönetimlere gerçekleştireceğimiz darbeleri, tüm uluslara: ''Her şey korkunç bir biçimde kötü gidiyordu, herkes çektiği acılardan dolayı tükenmişti. Biz; uluslar, sınırlar ve para birimlerinin ayrılığı gibi, size acı veren her şeyi ortadan kaldırıyoruz. Bize bağlı olup olmamakta özgürsünüz. '' diyeceğiz. O zaman, uluslar bize bağlı olacak. 
  • Özgürlükçü ekonominin zehrini, devletlerin yüreğine soktuğumuz zaman; onların bütün siyasal görüntüleri değişti ve hepsi ölümcül bir hastalığa yakalandı. 
  • Zamanla, yeni yasa önerme ya da var olan yasalar üzerinde değişiklik yapma yetkisini ele alacağız. Başkan'a, toplum oyuna başvuru hakkı, bizim deyişimizle; ulusun büyük çoğunluğu olan kör kölelerimize, oylarına başvuru hakkı tanıyacağız ve tek başına savaş açma yetkisi vereceğiz. 
  • Bütün ülkelerde; insanlığı tamamen tüketecek derecede; dövüşler, kin, savaşım, kötülük, hatta; işkence, açlık, hastalıklar aşılamak ve yokluk gibi yöntemler kullanarak, toplumların, yöneticileri ile olan ilişkilerini onarılmaz derecede sarsmalıyız ki, Yahudi olmayanlar da, her türlü konuda, bizden başka sığınakları olmadığı bilincine varsınlar. 


 11. Protokol


  • Yahudi olmayanlar koyun sürüsüdür ve biz de kurtlarız. Koyun sürüsüne kurtlar daldığı zaman ne olur? 
  • Tanrı; bize, biz seçilmiş soya, dağılmayı uygun gördü. Diğerlerine, bizim güçsüzlüğümüzmüş gibi görünen bu durum, seçilmiş soy olan bize layık görüldü. Bu dağılma, bütün acunun kağanı olmaya çok yaklaştıran gücümüzün ortaya çıkmasını sağladı. Böylelikle, atmış olduğumuz temel üzerine kuracağımız yapı için, fazla bir yolumuz kalmadı. 

 
  12. Protokol
 
  • Yasalar, bizim isteklerimiz doğrultusunda kaldırılıp; yine bizim isteklerimiz doğrultusunda yapılacağından ötürü, özgürlük tamamen bizim elimizdedir. 
  • Bizim denetimimizden geçmeden, tek bir bildiri bile uluslara ulaşmayacaktır. Tüm bildirilerin (haberler), yer kürenin dört bir yanından bildiri yağan, birkaç bildiri yönetim birimi (ajans) kanalı ile yayımlanması, bu amaca yaklaştığımızı göstermektedir. Bu bildiri yönetim birimleri, sonuçta, tamamen bizim olacak ve bizim onlara buyurduğumuz doğrultuda yayın yapacaklar. 
  • Yazarlar bize karşı yazmaya yeltenecek olurlarsa, yapıtlarını bastırabilecekleri hiçbir yer bulamayacaklar. Yayıncılar ya da basımevleri, her hangi bir yapıtı yayımlamadan önce, bu işi yapmak için yetkili yerlere başvurmaya zorunlu olacaklardır. Böylece, bize karşı hazırlanan tüm entrikaları önceden öğreneceğiz ve onlara karşı davranarak, ele aldıkları konu hakkında yapacağımız açıklamalarla onları etkisiz duruma getireceğiz. 
  • Basın Yönetim Birimi adı altında toplantılar düzenleyeceğiz. Bu toplantılarda; bildirim birimlerimiz aracılığı ile, ilgi çekmeden, günlük buyrukları ve parolaları vereceğiz. Bu örgütlü yöntemler, toplum tarafından anlaşılamayan; ama, toplumun sevgisini ve güvenini, yönetimimize yöneltmeye yarayan, en ince ayrıntısına dek hesaplanmış ve kesin bir biçimde güvenilir yöntemlerdir.  
13. Protokol 

  • Günlük geçim kaygısı,Yahudi olmayanları sessiz kalmak zorunda bırakır ve onları düşkün kölelerimiz durumuna getirir. 
  • Siyasal sorunlar, yüz yıllardan beri, onları yaratan ve yönetenlerin dışındaki kimselerin anlayamayacağı biçimde biçimlendirilmektedir. 
  • Biz, toplum kitleleri ne durumda olduklarını anlamasınlar ve bizlerle savaşım vermeyi düşünmesinler diye, onların uslarını; oyunlar, eğlenceler, tutkular ve topluma açık eğlence yerleri aracılığı ile çeleceğiz. Çok yakında, her tür spor ve sanat yarışmalarının düzenlenmesini, basın aracılığı ile gündeme getireceğiz. 
  • İlerleme; Tanrı’nın seçtiği oymak olan biz Yahudilerden başkası bilmesin diye, gerçeği gizlemeye hizmet eden yanıltıcı bir kavramdır. 

 14. Protokol 

  • Diğer bütün inanç değerlerini acun üzerinden kaldırmalıyız. 
  • Elimize geçen her fırsatta, yayımlayacağımız yazılarla, kendi yönetimimiz ile öncekileri karşılaştıracağız. Yahudi olmayan yönetimlerin yanlışlarını en belirgin bir biçimde vurgulayacağız. Onlara karşı çok büyük bir kin aşılayacağız. Yahudi olmayanların devlet yapılarını çökertmek için el altından onları kışkırtıp, verdiğimiz yararsız yönetim biçimleri ile, toplumu bıktıracak ve yeniden gönençsizliklere (huzursuzluk), yokluklara düşmektense, yönetimimiz altına girmeyi seçtireceğiz. 
  • Düşünürlerimiz, Yahudi olmayanların, değişik inançlarının yanlış yönlerini tartışacaklardır. Ama, bizim inancımız, bizden başka kimse tarafından öğrenilemeyeceği ve sırlarımız açığa vurulmayacağı için, inancımızın bakış açısı asla tartışma konusu yapılamayacaktır. 
  • İlerici ve aydın olarak tanınan ülkelerde; anlamsız, iğrenç ve kin uyandıran bir yazın türü yarattık. Bu yazın (edebiyat) türü, hazırlayacağımız; söylevler, tasarılar, anılar, yazılar ile bizden olmayanların düşüncelerini etkilemek ve onları, belirlediğimiz bilim anlayışı doğrultusunda biçimlendirmek için kullanılacaktır. 
 
15. Protokol 

  • Var olan tüm ülke yönetim biçimlerinin değersizliği kesin olarak kabul edildikten sonra, her yerde bir veya eş (aynı) günde yapılması düşünülen darbeler ile, kağanlığımızı kuracak ve bize karşı tasarı olabilecek şeylerin var olmadığını kendimize görev edineceğiz. Bu amaçla, bizim kağanlığımızı kurmamıza silahla karşı koyanların hepsini acımasızca öldüreceğiz. Bize karşı gizli dernek kuranları da ölümle cezalandıracağız. 
  • Dünyadaki her ülkede, hür mason locaları kuracağız ve çoğaltacağız. Bu localara kamu işlerinde tanınmış veya tanınabilecek herkesi çekeceğiz. Çünkü, bunlar, bizim başlıca bilgi alma ağımız ve etki birimlerimiz olacaklar. Bütün bu locaları, yalnızca, bizim bildiğimiz ve başka kimsenin bilmediği, Siyon öncülerimizden oluşan bir yönetim birimi altında birleştireceğiz. 
  • İsrail kağanı, Avrupa’nın kendisine sunduğu tacı başına giydiği zaman, acunun atası olacaktır. 

16, 17 ve 18. Protokoller 

  • Tüzede (Hukuk), ilk çağ tarihi eğitimini kaldıracak, yerine, geleceği tasarımlayacak öğrenceler (dersler) koyacağız. Önceki yüz yıllardan kalma, hoşumuza gitmeyen tüm olayları insanların belleklerinden silecek ve yalnız Yahudi olmayan yönetimlerin yanlışlarını anlatacağız. 
  • Her türlü eğitim özgürlüğünü kaldıracağız. Düşünceleri dizginleme algısı olan “görerek öğrenme” yöntemini uygulayacağız. 
  • Savunmanlar (Avukatlar) kişisel çıkarları için çalışan, en çok ödeme yapan tarafın kazanması için uğraşan, belirli bir para karşılığında çalışıp, kamu yararına görev yapan kuklalar durumuna getirileceklerdir. 
  • Papalık sarayının yıkılma zamanı geldiğinde, görünmeyen bir elin parmağı, ulusları bu saraya yönlendirecektir. Bununla birlikte, uluslar, bu sarayın üzerine çullandığı zaman, sanki daha fazla kan dökülmesine engel olmak istiyormuşuz gibi, sarayın koruyucusu kisvesi ile öne çıkacağız. Bu kandırmaca sayesinde, onun bütün iç organlarına kadar yayılacağız ve onun bütün gücünü kemirinceye kadar dışarı çıkmayacağız. Yahudilerin kağanı, evrenin gerçek Papa’sı ve uluslararası kilisesinin ilk kurucusu olacaktır. 
  • Yahudi olmayanların kağanlarına karşı, koyun sürümüzün kör koyunları olan ajanlarımız aracılığıyla düzenlediğimiz tuzaklar ile, sık sık yaşamlarına saldırarak, onların saygınlıklarını en alt düzeye indirdik. 
  • Bize karşı suç işleyenler, önemli bir gerekçesi olup olmadığına bakılmaksızın ilk kuşkuda tutuklanacaklardır. 
 
19. Protokol 

  • Siyasal suçları işleyenleri; öldürme (cinayet), soygunculuk (hırsızlık) ve toplumun kinini kazanan diğer yüz kızartıcı suçlarla eş durumda yargılayacağız. O zaman, kamuoyu, bu suçları, diğerleri ile birmiş gibi değerlendirecektir.  
  • Basın yoluyla, söylevlerle ve zekice derlenmiş tarih betikleri (kitap) ile, ayaklanmaları toplum yararı için savaşan kişiler olarak gösterdik. Böylece, özgürlükçü kümelerin çoğalmasını sağladık ve binlerce Yahudi olmayan sığırı sürümüze kattık. 
 
20, 21, 22. Protokoller 

  • Yahudi olmayanlar için yarattığımız ekonomik bunalımların nedeni, kullanımdaki parayı çekmemizden başka bir şey değildir. Devletlerdeki parayı çekmekle, devletler sürekli borç almak durumunda kaldılar ve bu borçlar, faiz ödemeleri ile birleşerek devlet bütçelerinin üzerine çullandı ve onları, bu anaakçeye (sermaye) gerek duyan köleler durumuna getirdi.
  • Biliyorsunuz ki, altının ölçü birimi olması, para gereksimine yanıt vermediği için; onu, ölçü birimi olarak kabul eden devletlerin çöküşüne neden olmuştur. Kuşkusuz, biz de, altını, bu gereksinimi karşılayamaması için sürekli kullanımdan kaldırmaktayız. 
  • Eğer bugün, Yahudi olmayan kağanların devlet yönetimindeki yüzeysellikleri, bakanların rüşvet yemeleri ya da devletin yönetim yerlerindeki yetkililerin, parasal konulardaki kıt bilgileri, Yahudi olmayan devletleri, bizim hazinelerimize ödeyemeyecekleri biçimde borçlandırmışsa, bunda, bizim çok büyük payımız vardır. 
  • Yahudi olmayan devletlerin faiziyle, bizden borç para almaları ve bu borçları ödeyemeyecek duruma gelmeleri, onların beyinlerinin ne kadar gelişmemiş olduğuna kanıttır. 
  • Günümüzün en büyük gücü olan altın avuçlarımızın içindedir ve iki gün içinde dilediğimiz tutarda altını, depolarımızdan çıkartabiliriz. 
 
23. Protokol 

  • İnsanları, köle olamaya alıştırmak için, pahalı ürünlerin üretiminin azaltılması zorunludur. Böylece, pahalı yaşama özendirerek bozduğumuz aktöresel değerleri yeniden yükselteceğiz. Küçük anaakçeyi yeniden canlandıracağız. Bu, bize, kişisel anaakçe iyesi (sahip) üreticilerin altını oyabileceğimiz bir araç sağlayacaktır. 
  • “ Tanrı’ya şükredin ve insanlığın yazgısının damgasını alnında taşıyan ve Tanrı’nın kendi yıldızını kılavuz ettiği; o’nun karşısında, kötülüklerden ve kötü güçlerden ondan başkası kurtaramayacağı için diz çökün. ” 

 24. Protokol 

  • Davut soyunun belirlenmiş üyelerini, kağanlarını ve onların yerine gelecekleri, babadan oğula geçen kalıntı (miras) hakkı ile değil; üstün yeteneklerine göre seçerek, siyasetin en gizli sırlarını, yönetim tasarılarını yüzlerce yıllık deneyimlerin ışığında uygulamalarını sağlayacağız. 
  • Yönetimin dizginlerini, yalnızca, kayıtsız koşulsuz, sert ve hatta acımasız bir biçimde yönetme yeteneğine iye (sahip) olanlar alabileceklerdir. 
  • Kağanların, o an için ve gelecek için yaptıkları tasarıları, en yakın danışmanları bile bilmemeli; yalnızca kağan ve üç hamisi, neyin geleceğini bilmelidir. 
  • Davut’un kutsal soyundan gelen, yer yüzünün kağanı, insanlığın desteğini almak için tüm kişisel isteklerinden caymalıdır.

Category:

Ne Mutlu Türk'üm Diyene!:
Benim yaratılışımda fevkalade olan bir şey varsa, Türk olarak Dünya'ya gelmemdir. Her Türk ferdinin son nefesi, Türk Milleti'nin nefesinin sönmeyeceğini, onun ebedî olduğunu göstermelidir.

0 yorum