"Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimlerini benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç: ''Polis, henüz devrim ve Cumhuriyetin polisi değildir." diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek: ''Demek, adliyeyi ıslah etmek, yönetim şekline göre düzenlemek lazım.'' diyecek. Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte; bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek.

Diyecek ki: "Ben; inanç ve düşüncemin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir."

İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!
Başbuğ Gâzi Mustafa Kemâl ATATÜRK

TÜRKİYENİN İLK SİLAH FABRİKASI VE ŞAKİR ZÜMRE

Unknown | 14:49 | 0 yorum

SİLAH SANAYİSİNDEN, SOBA FABRİKASINA!

Türkiye’nin ilk silah fabrikatörü, savunma sanayiinin öncü ismi ve bu alandaki ilk Türk girişimcisi Şakir Zümre, fabrikasını İstanbul Haliç’te 1925 kurar. 1966′da hayata gözlerini yumduktan kısa bir süre sonra 70′li yıllarda fabrikası da hiçbir kimseye borçlu kalmadan tasfiye olur.

Çünkü “milli” görüntülü hastalık çoktan başlamıştır. Uzun yıllar Türk ordusunun ihtiyacı olan silah ve cephaneleri üreten Zümre Zade A. Şakir Türk Sanayi Harbiye ve Madeniye Fabrikası kısa adıyla Şakir Zümre Fabrikası, tayyare bombaları, bomba askılar gibi çağın şartlarına uygun ürünler de geliştirmiştir.

İlk bombardıman uçaklarımızda kullanılan bombalar, Amerikan değil, Şakir Zümre yapımıdır. 100, 300, 500 ve 1000 kg’lık uçaklarda kullanılan bombalarla birlikte Türk Deniz Kuvvetleri’nin ihtiyacı olan çeşitli ebatlardaki su bombalarını da geliştirip imal etmiştir. Kara Kuvvetleri’ne de cephane, el bombası, işaret ve aydınlatma fişekleri, kara mayınları gibi geniş ürün yelpazesini özel sektör Türk girişimcisi olarak Türk mühendis ve teknisyenleriyle hayata geçirmiştir.

Yani bugün yapıldığı gibi adına milli diyerek, irtibatta olunan yabancı şirket mühendislerinin yardımıyla iş kotarmamıştır. İşi, devletin parasını bolca harcayıp yabancılara havale ederek, biz yaptık dememiştir.

Şakir Zümre dikkat buyurun, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında Bulgaristan, Yunanistan, Polonya, Mısır, Ürdün ve Suriye gibi ülkelere savunma sanayii ürünlerini ihraç etmiştir.

1937′deki 1.5 milyon liralık Yunanistan ihracatı da ülkede geniş yankı uyandırmıştır. Ve II. Dünya Savaşı sonrası Türkiye, Amerika ile yakınlaşarak, millileşmeye başladıktan sonra Şakir Zümre’nin fabrikası gözden düşmeye başlamış ve sonra kapanmıştır.

Ve bu önemli müteşebbis Şakir Zümre aynı zamanda Atatürk’ün de arkadaşıdır ve onun onayıyla fabrikayı kurmuştur. Dahası Mareşal Fevzi Çakmak’ın da akrabasıdır. Ama maalesef fabrikasına bir türlü yabancı uzantılı “milli” vasfı kazandıramadığı için çok değerli Silahlı Kuvvetlerimiz, çok zeki, akıllı siyasilerimiz (!) tarafından ismi hafızalardan silinircesine devre dışı bırakılmıştır.

Daha fazla bilgi için Atilla Oral’ın Demkar Yayınevi’nden çıkan Şakir Zümre ismiyle yayınlanan kitabına başvurun.

(Güntay Şimşek) 

Dipçe: https://www.facebook.com/photo.php?fbid=452659214824475&set=a.241393319284400.54813.241313655959033&type=1&theater

Yayının oluşturulma tarihi: 30 Mayıs 2013

Bugün: 21 Ağustos 2013  Kuvayı Milliyeci

Category: ,

Ne Mutlu Türk'üm Diyene!:
Benim yaratılışımda fevkalade olan bir şey varsa, Türk olarak Dünya'ya gelmemdir. Her Türk ferdinin son nefesi, Türk Milleti'nin nefesinin sönmeyeceğini, onun ebedî olduğunu göstermelidir.

0 yorum