"Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimlerini benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç: ''Polis, henüz devrim ve Cumhuriyetin polisi değildir." diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek: ''Demek, adliyeyi ıslah etmek, yönetim şekline göre düzenlemek lazım.'' diyecek. Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte; bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek.

Diyecek ki: "Ben; inanç ve düşüncemin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir."

İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!
Başbuğ Gâzi Mustafa Kemâl ATATÜRK

SEÇSİS Yazılımı ve Hileleri

Unknown | 12:54 | 0 yorum

    SEÇSİS sistemi, insan ürünü olduğu için, kullanıldığı ülkelerde kuşkulara neden olması gâyet doğaldır. Ayrıca her tür bilgisayar yazılımının müdahaleye açık olduğu bilinmektedir.
   Örneğin; geniş veri tabanı olan SEÇSİS sistemi üzerinde küçük komutlar yazarak;

   A PARTİSİNİN OYLARINI % 12 EKSİLTEBİLİR,
   B ve C PARTİLERİ'NİN OYLARINI % 4'ER EKSİLTEBİLİR,
   D PARTİSİNİN DE OYLARINI % 20 ARTIRABİLİRİZ.

   Bu şekilde, yazılıma müdahale etmek mümkün. Peki, yazılıma müdahale edildiğini tespit etmek mümkün mü?

   Bu durumu tespit edebilmek için, tüm seçim kurumlarından alınan sandık bilgilerinin teker teker sayılıp, toplanması ve YSK'deki verilerle karşılaştırılması gerekir. Aksi takdirde, sisteme müdahale edildiği, sadece teknik bir araştırma ile ortaya çıkabilir. Böyle bir araştırmaya da, iktidar partisi hiç bir zaman izin vermedi, bundan sonra da vermez. Çünkü, bu DÜZENBAZLIĞI yapan zâten kendisi.

   Oy sayım sonuçlarının bilgisayarlara girilmesi sırasında, YSK temsilciliklerinde; yargıçlar ve siyasi parti temsilcileri hazır bulunur. Asıl dikkat edilmesi gereken nokta burada başlamaktadır.

   Bilgisayar ve yazılım konusunda; yetkin ve uzman olmayan bu kişiler, seçim sistemine yapılan müdahaleyi ''anlamaz ve kavrayamazlar''. Toplu girilen oy sayımlarında, herhangi bir tuşa basılması durumunda, önüne geçilemeyecek hileli seçim sonuçları ortaya çıkabilir.

   TÜİK’in, 31 Aralık 2009 tarihinde duyurduğu; 72.561.312 nüfus ve 48.049.446 seçmen sayısı ile NVGİM’nin (Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdür’lüğü) verileri arasında uçurumlar vardır. 

   Şöyle ki; NVGİM’in, 2008 yılı nüfus tespiti 76.175.083 olup, oy kullanacak seçmen sayısı 53.950.192'dir. Görüldüğü üzere, devlet kurumlarının veri kayıtları birbirini tutmamaktadır. Bu durum, halkımızın aklına soru işaretleri getirmektedir.

   Örneğin; 10 dairelik bir apartmanda, 120 kişinin üzerinde insanın yaşıyor olması ve ölen kişilere de oy kullanma hakkı tanınması gibi olaylar, sisteme müdahalenin mümkün olduğunu düşündürmektedir.

   Bu kuşku ortamlarının getirdiği kafa karışıklığı, siyasi partilerin itirazları, “Seçim sistemine müdahale var mı?” sorusunu sürekli gündeme getirmektedir. Ayrıca, aşağıda sayacağımız hususlarda halkımızdaki kuşkuları kat be kat artırmaktadır.

a) YSK kararlarının, yargıya kapalı olması,

b) SEÇSİS sisteminin alt yapısını oluşturan şirket olan; SUN MİCRO SYSTEMS’in yabancı bir şirket olması,

c) Yazılım konusunda % 100 güvenli hiç bir sistemin olmaması,

d) YSK’de, bilgilere girişlerin, vatandaşın denetiminin dışında olması,

e) Belirli saatlerde, oy dilimlerinin gözle görülür biçimde artması. (Örneğin; 2009 yerel seçimlerinde, saat 22.00 ve 03.00 aralığında, İstanbul büyükşehir belediye seçimlerinde önde olan CHP’nin, bu saat aralığında oylarının birden düşmesi ve AKP’nin oylarının artması. Bu saat aralığında oyların artması ve eksilmesi olağan bir durum değildir.)

   2000 yılında, Amerika’lı bir mühendis olan ve kullandığımız seçim sisteminin
yazılımcısı Clinton Eugene Curtis, ABD başkanlık seçimlerinde, Bush’un lehine oyların artırıldığı iddiasıyla, ABD Temsilciler Meclisi Adalet Komisyonu üyeleri önünde, 13 Aralık 2004 yılında verdiği yeminli ifadesinde: “ SEÇİM SONUÇLARINI, BASİT BİR YAZILIMLA, İSTENİLEN ŞEKİLDE DEĞİŞTİRDİĞİNİ, seçim sonuçlarının, dışarıdan görülmeyecek şekilde ayarlayabilecek yazılımların varlığını, 2000 yılının, Ekim ay’ında, ABD Kongre Üyesi olan Tom Feeney’in isteğiyle prototif bir yazılım yazdığını, bundaki amacının seçim sonuçlarını ayarlamak olduğunu, hangi seçimde, kimin kazanmasını istiyorsanız, oyları %49 ve % 51 olarak ayarlayarak seçime müdahale edilebildiğini, bunu kimsenin fark etmediğini, edemeyeceğini, görmelerinin imkansız olduğunu, bunu sadece oyları bire bir sayarak, eşleştirerek ortaya çıkarılabileceğini'' söyledi.

   ABD’de, bu seçim sistemi artık kullanılmamaktadır. Almanya, 2009 yılında bu sistemi, güvenli olmadığını anlayarak son vermiştir. Son olarak Yunanistan, kuşkulu gördüğü bu yazılımı kullanmaktan vazgeçmiştir.

   ''Dünyanın en güvensiz seçim sistemini kullanmak zorunda değiliz.''

   Seçim yöntemlerini; siyasi partilerin oluşturacağı, Adâlet Bakanlığı'na bağlı olmayan, yürütme erkinin emri altında olmayan bağımsız kurumlar aracılığı ile yapmalıyız.

Yayının oluşturulma tarihi: 27 Ağustos 2013 

Bugün: 27 Ağustos 2013, Kuvayı Milliyeci

Category:

Ne Mutlu Türk'üm Diyene!:
Benim yaratılışımda fevkalade olan bir şey varsa, Türk olarak Dünya'ya gelmemdir. Her Türk ferdinin son nefesi, Türk Milleti'nin nefesinin sönmeyeceğini, onun ebedî olduğunu göstermelidir.

0 yorum