"Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimlerini benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç: ''Polis, henüz devrim ve Cumhuriyetin polisi değildir." diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek: ''Demek, adliyeyi ıslah etmek, yönetim şekline göre düzenlemek lazım.'' diyecek. Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte; bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek.

Diyecek ki: "Ben; inanç ve düşüncemin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir."

İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!
Başbuğ Gâzi Mustafa Kemâl ATATÜRK

Atatürk ve Komünizm üzerine bir söyleşi

Unknown | 15:42 | 0 yorum
















Yurttaş Köşesi

"Sosyalistlik filan, bizim anlayamayacağımız karışık bir zihniyetin ifadesidir. Sosyalistlik, bilmem nelistlik bilmiyoruz. Yurt, millet ve milliyetçilik biliyoruz." 

                                                                                                           Başbuğ Atatürk

Bu konu üzerine gelişen bir konuşma:

Nurhan Tuna: Peki, Atatürk'ün ekonomi görüşü nedir? Kapitalizm mi ya da bugün yaşasaydı nasıl bir ekonomi kalkınma modeli benimserdi? Atatürk belli konularda katı ve değişmez( doğmatik) görüşlere mi sahipti, yoksa değişen çağa ve insanlık yararına uygun model arayışlarına mı yönelirdi?

TC Kuvayı Milliyeci: Karma iktisattır. Sömürüyü reddeden, ama bireyin haklarını da koruyan dengeli iktisattır. Kapitalizm dediğin şeyin aslı sömürü iktisâdıdır. Komünizm dediğin şey de bireyin haklarını hiçe sayar. Bir nevi padişahlığın başka bir şekilde yansımasıdır. Sıtalin buna en iyi örnektir. Karma iktisat ise; her ikisi arasında denge sağlar ki, bunu başarmak her yiğidin harcı değildir. O baba yiğit de ATATÜRK'tür.

Nurhan Tuna: Atatürk; Kuran'ın ekonomi boyutunu şöyle tespit eder: " Bireycilikle, komünizm arasında bir ekonomik sistemdir. "

   Komünizm ya da sosyalizm değil sorun. Sorun: İnsanların hırslarla dolu bencillikleri ve bu bencilliklerin yönetimde söz sahibi olması. Bu bencillikler; komünizmde de iş başı yaparsa durum kapitalizmden farklı olmayacaktır. Karıncalar ve arılar komünisttir. Sistem tıkır tıkır işler, ama onların bencillikleri yoktur. Bu yüzden işler. Esas hedef, erdemli bireyler yetiştirebilmektir.

TC Kuvayı Milliyeci: Son yazdığın yoruma gönülden katılıyorum Nurhan. Önemli olan; iyi yürekli, paylaşımcı ve bilinçli (gerçeği gören) bireyler yetiştirmektir. Sen, Atatürk'ün benimsediği iktisâdi yönetim şekli nedir, diye sorduğun için, ona yanıt verdim. Bir ülkede; savunma, eğitim ve doğal kaynaklar mutlaka milli olmalıdır. Yani, devletin tekelinde olmalıdır. Devleti de, yukarıda saydığımız nitelikte insanlar yönetmelidir ki, tüm insanlık güvende olsun ve huzur bulsun.

  Ama, son yorumunda katılmadığım bir tümcen var. ''Karıncalar ve arılar komünisttir.'' Bu yanlıştır. Komünizm'in sözcük anlamı Ortaklaşacılıktır. Karıncalar ve arılar; iş bölümü ile çalışırlar. Ortaklaşacılık; var olan bir maddeyi, ortaklaşa kullanmaktır. İş bölümü farklıdır.

Nurhan Tuna: Kömünizm'de herkes çalışmak zorundadır. Herkes üretmek zorundadır. Düşünce üzerinden söyledim bunu. Komün yaşam; ortada var olan mülkten herkesin eşit yararlanması değil midir?

TC Kuvayı Milliyeci: Ben, sana bir soru sormak isterim. Senin anladığın Komünizm'de, bireyin taşınmaz edinme hakkı olacak mı? İş kurma hakkı olacak mı? 5 saat çalışanla, 10 saat çalışan birisi eşit mi gelir elde edecek? Eşitlikten kastın nedir?

Nurhan Tuna: Herkesin çalışma saatlerinin eşit olması; sermayenin tek elde toplanmaması; birilerinin, birilerini sırtında taşımaması, kısaca sömürü sisteminin ortadan kalkması.

   Dediğim gibi, her şey yazıda çok güzeldir, ama uygulamanın doğru olabilmesi için bireylerin tek tek erdemli olması gerekir.

Tanrı Türk'ü Korusun: M. Kemal Atatürk: "Komünizm, Türk Dünyası'nın en büyük düşmanıdır. Her görüldüğü yerde ezilmelidir." der. (Faruk Şükrü Yersel, Eskişehir Gazetesi, 1926)

TC Kuvayı Milliyeci: Nurhan, şimdi sana bir ülke resmi çizeceğim. Varsayalım, karma iktisatla yönetilen bir ülkede yaşıyoruz. Başımızda da ATATÜRK gibi, iyi yürekli ve erdemli bir önder var. Her işveren, öylesine sıkı denetleniyor ki; vergi kaçıramıyorlar ve hepsi; zamanında ve eksiksiz vergisini ödüyor. İşverenler; işçilerinin tüm özlük haklarını tam olarak veriyor ve çalışma koşulları ile saatleri insanca düzenlenmiş. Köylüler ve çiftçiler de üretiyorlar ve haklarını eksiksiz alıyorlar. Tüm madenler, devletin elinde, yani doğal kaynaklardan gelen gelirler, yurttaşa hakça paylaştırılıyor. Böyle bir ülkede yaşamak ister miydin?

Nurhan Tuna: İstenmez mi? İşte bunun için de, iş başına geçeceklerin; ya kötülerden ve hainlerden olmaması ve bunun için çok sıkı denetim ve tespit olması gerekir ya da her bireyin tek tek erdemli olması gerekir. Her bireyin tek tek erdemli olabilmesi ütopyadır! Yani olanaksızdır! Ama, milletimiz içinde erdemli insanların sayısının da %80'lere ulaşabilmesi de büyük başarı olurdu.

TC Kuvayı Milliyeci: Bak, birbirimizi anlamaya başladık. Elbette her bireyin iyi niyetli ve erdemli olması olanaksızdır. Katılıyorum bu fikrine. Önemli olan, başımıza gelecek yöneticilerin, özellikle; başbakanın, bakanların ve millet vekillerinin, her şeyden önce; insansever, sonra milletsever ve yurtsever olmaları gerekir. Eğer bir de; iyi yetişmiş, eğitimli, çalışkan ve dürüst olurlarsa, yukarıda çizdiğim resim gerçek olur.

Nurhan Tuna: Etrafımız böyleleriyle dolu.

TC Kuvayı Milliyeci: Bak, sana bir örnek vereyim. 9 tane aslanın önüne bir tavuk koyarsak ve bu tavuğu, aslanların önderi yaparsak, bir süre sonra, tüm aslanlar tavuk gibi davranmaya başlarlar. Bunun tam tersini yaparsak, bu kez de, tavuklar, aslan gibi davranmaya başlarlar. Yani, önemli olan önderdir. Bizim çabalarımız, ATATÜRK gibi bir önderi bulmak olmalıdır.

   Yayının oluşturulma tarihi: 5 Eylül 2013 

   Bugün:  6 Eylül 2013, Kuvayı Milliyeci

Category: , , ,

Ne Mutlu Türk'üm Diyene!:
Benim yaratılışımda fevkalade olan bir şey varsa, Türk olarak Dünya'ya gelmemdir. Her Türk ferdinin son nefesi, Türk Milleti'nin nefesinin sönmeyeceğini, onun ebedî olduğunu göstermelidir.

0 yorum