"Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimlerini benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç: ''Polis, henüz devrim ve Cumhuriyetin polisi değildir." diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek: ''Demek, adliyeyi ıslah etmek, yönetim şekline göre düzenlemek lazım.'' diyecek. Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte; bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek.

Diyecek ki: "Ben; inanç ve düşüncemin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir."

İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!
Başbuğ Gâzi Mustafa Kemâl ATATÜRK

MİLLİ İRADE BİLDİRİSİ

Unknown | 14:46 | 0 yorum


MİLLİ İRADE BİLDİRİSİ'NİN, PARTİLER ÜSTÜ OLDUĞUNU FARKEDİNİZ! 

   Öncesinde ortaya çıkmış olan, Mililik iddiasında olup da tüm cenahları temsil etmeyen yapıların, MİLLİ İRADE gösterip acilen Milli İrade Bildirisi'ni sunan bu çatı altında bir araya gelmeleri bu kargaşadan çıkmamız için şarttır.

   Örneğin; ben, İşci Partisi'nin ağırlıkta olduğu Milli Merkez gibi bir çatı altına asla adım atmam. Bir kere ben, herhangi bir partili bile değilim. İçinden geçmekte olduğumuz şu süreçte olması gereken Partiler Üstü hareket edebilmektir.

   Atatürk'ün Sivas Kongresi sırasında kendisine yapılan: ''Parti kur.'' önerilerine verdiği cevabı artık öğrenelim: ''PARTİ BÖLER!''

   İşte, Milli İrade'nin bütün görevi, tüm bu örgütlü yapıları ve örgütsüz milleti bir araya getirmek ve hukuğun kalmadığı, hukuksuzluğun tavan yaptığı bu idareye ortak akıl neticesinde cevabımızı vermektir. Bu cevap, asla; seçimle, yeni bir parti kur talepleri ile ya da partilerin ürettiği çözümlerle olamayacaktır. Zaten SEÇSİS ile bu hükümetin elinde tuttuğu seçimlerin sonucuna göre ve yaşanan tüm hukuksuzlukların da bunu ispatladığı üzere, sandıktan asla ve asla Milli İrade çıkmayacaktır.

   Bakınız, 1919 şartları aynen yaşanmaktadır. Ülkemiz her anlamda işgal altındadır! Özellikle de haklılığı kalmamış milletvekilleri, TBMM'yi işgal altında tutmaktadır.

   Çoktan, milletin sinesine dönmesi gereken şerefli(?) milletvekilleri; bırakın kıllarını kıpırdatmayı, bu hengamede kıyak emeklilik ile geleceklerini güven altına almayı; yurt ve millet satışı pahasına gerçekleştirmişlerdir.

   Satılan tüm milli varlıklarımızı geri almanın da tek yolu; Milli İrade yumruğunu masaya vurmaktan geçmektedir. İşte bunun için parola bellidir: YA İSTİKLAL YA ÖLÜM, TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE!

   Milli irade Bildirisi'nin, 2. maddesinin son kısmı: ''Tam bağımsız olmak demek, emperyalizme kafa tutmak, bu uğurda gerekirse ölmeyi göze almak demektir.''

   YETER! YETER artık!

   Zaman kaybetmeden, Kuvayı Milliye ruhunu ateşleyen bu bildiriye imzalarımızı atalım ve büyük kurultayımızı bir an önce yapalım. Düşünüp, taşınıp, kaşınmayı bırakalım: YURT ELDEN GİDİYOR, anlamıyor musunuz hâlâ?

Milli İrade Bildirisi, bu siteye taşınmıştır: http://www.milliiradebildirisi.org/

                                                                                                               Feza Yüceler 

Yayının oluşturulma tarihi: 12 Haziran 2013 

Bugün: 30 Ağustos 2013, Kuvayı Milliyeci

Category: ,

Ne Mutlu Türk'üm Diyene!:
Benim yaratılışımda fevkalade olan bir şey varsa, Türk olarak Dünya'ya gelmemdir. Her Türk ferdinin son nefesi, Türk Milleti'nin nefesinin sönmeyeceğini, onun ebedî olduğunu göstermelidir.

0 yorum