"Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimlerini benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç: ''Polis, henüz devrim ve Cumhuriyetin polisi değildir." diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek: ''Demek, adliyeyi ıslah etmek, yönetim şekline göre düzenlemek lazım.'' diyecek. Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte; bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek.

Diyecek ki: "Ben; inanç ve düşüncemin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir."

İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!
Başbuğ Gâzi Mustafa Kemâl ATATÜRK

Ana dilde eğitim dayatmasının arkasında yatan gerçek neden

Unknown | 08:29 | 0 yorum

Konumuz: Ayrılıkçı ve ırkçı bozguncuların, ana dilde eğitim dayatmasının arkasında yatan gerçek neden.

   Genel olarak baktığımızda; kitap okumayan, dolayısıyla bilgi sâhibi olmayan yurttaşlarımıza, tıpkı; ''halkların kardeşliği'' ya da ''Türk ve Kürt kardeştir'' zırvalığı gibi, ana dilde eğitim isteği de çok zararsız bir istek gibi görünebilir. Hâlbuki işin aslı öyle değil. Neden mi?

   Önce; ana dil nedir, gelin ona bakalım.

   Ana dil: Anamızdan öğrendiğimiz dil demek değildir. Ana dil; bir çocuğun konuşmaya başlayacağı sıralarda ki, bu ortalama 1 yaşlarıdır, çevresinden öğreneceği diller demektir. Yani, ana dil birden fazla olabilir. 

   Örneğin; 1 yaşına gelmiş bir çocukla; Türkçe, Japonca, Fıransızca, İngilizce ve Almanca konuşursanız, o çocuk büyüdüğünde bu 5 dili de konuşabilir. Hem de şivesiz olarak. Çünkü, bu çocuğun artık 5 tane ana dili var demektir.

   Şimdi, şu ayrılıkçı ve ırkçı bozgunculara gelecek olursak. Bu ırkçılar; neden Türkiye Cumhuriyeti’nde doğup büyümelerine ve T.C. yurttaşı olmalarına rağmen, sadece Kürtçe’yi ana dil olarak görmekteler? (Ayrıca, ‘’Kürtçe diye bir dil yoktur’’ konulu yazıyı da okumanızı salık veririm. 

   Örneğin; Güneydoğu’da doğan bir çocuk, ilk okul çağına kadar Türkçe’yi öğrenmiyorsa ya da daha doğrusu öğretmiyorlarsa, bu inatlaşmanın ardında, bir kötü niyet yok mudur sizce? Bence vardır. Bilerek yapıyorlar bunu. Türkiye Cumhuriyeti’nde doğup büyüyen bir çocuğa, Türkçe öğretilmemesindeki tek neden; ileride Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı savaşacak düşmanlar yetiştirmektir.

   Tüm yurttaşlarıma altını çizerek söylemek isterim ki; bir devletin, tek bir resmi dili olur. Eğer birileri, bizlere, ikinci bir dili dayatıyorlarsa, anlayın ki, bölünüp farklı bir devlet kurmak istiyorlar demektir. 

   Büyük önderimiz Atatürk’ün millet tanımını yaparak yorumları size bırakıyorum.

   “Zengin bir anı mirâsına sâhip bulunan, birlikte yaşamayı isteme ve uygun görme de içten olan ve sâhip olunan mirâsın korunmasını, birlikte sürdürme konusunda istekleri ortak olan insanların birleşmesinden oluşan topluma; millet adı verilir.”

   Medeni bilgiler kitabında, “Türk Milleti”ni tanımlarken diyor ki Atatürk: “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına, Türk Milleti” denir.

Yayının oluşturulma tarihi: 27 Ağustos 2013 

Bugün: 27 Ağustos 2013, Kuvayı Milliyeci

Category:

Ne Mutlu Türk'üm Diyene!:
Benim yaratılışımda fevkalade olan bir şey varsa, Türk olarak Dünya'ya gelmemdir. Her Türk ferdinin son nefesi, Türk Milleti'nin nefesinin sönmeyeceğini, onun ebedî olduğunu göstermelidir.

0 yorum